Değerli kaynakları kurtarmak için sürdürülen geri dönüşüm çalışmalarında yapılan birinci yanlış, geri dönüştürülebilecek her şey geri dönüştürmeye çalışmaktır. Dolayısıyla bu çabaların amacı sıfır atık olmalıdır.
İkinci yanlış ise, geri dönüşüm ekonomik olsaydı, piyasa koşulları ile bu sistem çalışırdı diye düşünmektir. Dolayısıyla hiçbir düzenleme gerekli değildir ve aslında devletin bu çabalara müdahalesi zararlıdır. Oysa her iki görüş de kendi için de haklı ve haksız yönler içermektedir.
Toplumun kaynakları geri dönüştürmesi gerekmektedir, ancak gerçekten çöpleri geri dönüştürmeye çalışmak doğru değildir. Aksine çöpleri geri dönüştürmek gereksiz yere kaynakları tüketmek demektir.
Atıkların küçük ve karışık miktarlarda toplanması, bir işleme tesisine taşınması, ayrıştırılması, temizlenmesi, yeniden paketlenmesi ve daha sonra, genelde uzun yollar katederek satın alacak bir pazara tekrar taşınması dahil olmak üzere geri dönüşüm çalışmaları, çoğu zaman oldukça maliyetlidir. Bu yüzden sübvansiyon gereklidir, ancak neyin geri dönüştürüleceğini ve neyin atılmasının gerektiği etkili bir şekilde belirlenmelidir.
Herşeye rağmen maliyeti ne olursa olsun geri dönüşüm, her zaman yapılacak en iyi şeydir. Bugün hiç kimse ambalajın atılmasından sorumlu değildir veya sorumlu tutulmamaktadır. Bu bakımdan çözüm, ahlaki zorunluluklar tuzağından uzaklaşmak ve bunun yerine piyasa teşviklerine odaklanmaktır.
Eğitimli ve uzman bir çalışan kadrosuna ve ileri teknolojik donanıma sahip kuruluşumuz, geri dönüşüm testleri konusunda da yetkin ve öncü bir kuruluştur.
Kuruluşumuz tarafından tasarlanan R-Label geri dönüşüm standardı, geri dönüştürülmüş malzemelerin üçüncü taraf sertifikasyonu için gereksinimleri belirleyen uluslararası, gönüllü uygulanan ve sosyal ve çevresel uygulamalar ve kimyasal kısıtlamalar içeren bir standarttır.